-

Gözden kaçırmayın

Etimesultanın Eski Belediye Başkanı Dizideki Rolüne Geri DöndüEtimesultanın Eski Belediye Başkanı Dizideki Rolüne Geri Döndü

Ankara’da gerçekleştirilen KADEM’in 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuşulan önemli bir konu, Türkiye medeniyetinin temel değerleriyle çelişen bir zihniyetin varlığına dikkat çekildi. Ankara Milletvekili Murat Alparslan, bu zihniyetin insanları kadın ve erkek olarak ayrıştırarak rekabet ve düşmanlık ortamı yaratma üzerine kurulu olduğunu vurguladı.

Ayrımcılık Zihniyeti Neden Endişe Verici?

Alparslan’ın açıklamaları, toplumda giderek yaygınlaşan ayrımcı düşüncelere işaret ediyor. Bu tür bir zihniyet, farklılıkları güçlendirerek toplumsal huzursuzluğa ve kutuplaşmaya yol açabilir. Örneğin, eğitim sisteminde cinsiyetçi yaklaşımlar, iş hayatında kadınların dezavantajlı konumlandırılması veya sosyal hayatta belirli gruplara yönelik önyargılar bu ayrımcılık zihniyetinin somut örnekleridir. Bu tür uygulamalar, bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmesini engelleyebilir ve toplumsal gelişmeyi yavaşlatabilir.

KADEM’in Rolü ve Önemi

Kadınların güçlenmesi ve toplumsal eşitliğin sağlanması amacıyla kurulan KADEM, bu konuda önemli bir misyon üstlenmektedir. 5. Olağan Genel Kurulu’nda ele alınan konular, kadın hakları, şiddetle mücadele, eğitim ve ekonomik fırsatlar gibi alanlarda daha fazla çalışılması gerektiğini işaret ediyor. Bu tür platformlar, farklı görüşlerin tartışıldığı ve ortak çözümlerin üretildiği mekanizmalar olarak önemli bir rol oynar.

Medeniyet Değerleri ve Rekabet Kültürü

Alparslan’ın vurguladığı gibi, “fıtraten kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak birbirine rakip ve düşman yapma, biriyle çatıştırma zihniyeti” Türkiye medeniyetinin temel değerleriyle ters düşmektedir. Medeni bir toplumda, farklılıklar kabul edilir ve saygı çerçevesinde yaşanır. Rekabetçi bir ortamın her zaman sağlıklı olduğu söylenemez; aşırı rekabet, bireylerin birbirine karşı güvensizlik yaratabilir ve işbirliğini engelleyebilir.

Geleceğe Yönelik Öneriler

Bu türden ayrımcı zihniyetlerin önüne geçebilmek için eğitimde bilinçlendirme çalışmaları yapılması, medya organlarının bu tür konulara duyarlı davranması ve sivil toplum kuruluşlarının aktif rol oynaması gerekmektedir. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve uygulamaya konulması da önemlidir.